Gönüllülük Sigortası
Gönüllü faaliyetlerde yer alan bireylerin sigortalanması sürdürülebilir gönüllülük için önemlidir, ancak bu yükümlülüğün ev sahibi kuruluşlar üzerinde mali etkiler yaratabileceği dikkate alınmalıdır. AB üye devletlerinin sigorta uygulamaları farklılık göstermektedir; gönüllülerin sigortalanması için yasal bir zorunluluk olduğu ölçüde (örneğin Almanya, İtalya, İspanya, Portekiz), yasalar, ev sahibi kuruluşa yüklenen mali yükü hafifletmek için kamu kurumları tarafından sağlanan çeşitli destek programlarını içermektedir. Hırvatistan, Macaristan, Slovenya, Estonya ve Fransa gibi bazı ülkelerde sigorta yükümlülüğü bulunmamakla birlikte, ulusötesi gönüllülük durumunda sigorta sağlama zorunluluğu vardır.
Gönüllülük sigortasının amacı, gönüllü güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunmaktır. Sigorta kapsamı için “gönüllü” ve “afet ve kriz gönüllüsü” (ASG ve AKG) tanımı yapılabilir. Gönüllülerin ayda 7 günden fazla sigortalanamayacağı öngörülebilir. Sigorta kapsamında özellikle kriz/kaza/afet dönemlerinde psikolojik destek de sigorta kapsamı içerisinde yer alabilir. Sigorta için "kamuda gönüllü", "özel sektörde gönüllü", "STK gönüllüsü" şeklinde farklı gönüllüler olduğundan hareketle farklı sigorta türleriyle ilişkilendirme yapılabilir. Gönüllülük eylemi sırasında 3. kişilere verilen zararlar da gönüllülük sigortası kapsamına alınabilir. Yasal düzenlemede “Gönüllülük Sigortası kamu kurum ve kuruluşları ile özel kanunla kurulmuş veya özel statüye sahip STK'lar için zorunlu, sivil kuruluşlar için isteğe bağlıdır.” ibaresine yer verilebilir. Afet ve kriz gönüllüsü gibi tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde görev alacak gönüllülere niteliği fark etmeksizin tüm ev sahibi kuruluşların sigorta yapması zorunlu tutulabilir. Sivil kuruluşlara bu sigortadan doğacak masrafların, devlet ve/veya özel sektör tarafından karşılanması öngörülebilir. Gönüllü sigortası kapsamında yapılacak ödemelere ilişkin teşvikler (gönüllü sigortası yaptıran STK’lar için KDV muafiyeti/indirimi gibi) sağlanabilir. Yasal düzenleme yapılmadan önce aşağıda yer verilen iki sigorta türünün hayata geçirilmesi önerilmektedir:
Yasal Düzenleme Önerisi 1: Kamu, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) eliyle 5510 Sayılı Kanun’a Ek 10 Maddesi (Ek 9 maddesine benzer şekilde) geliştirerek gönüllü faaliyet için kısa süreli (asgari yarım günlük, azami yedi günlük) ve düşük bütçeli bir gönüllülük sigorta türü geliştirebilir. Söz konusu sigortanın hiçbir şekilde çalışma ilişkisi (ücret ilişkisi) içermediği hususu belirtilebilir. Sadece gönüllülükten kaynaklı yaşanan bir kaza, hastalık ve/veya vefat durumunda hakların tazmin edilmesini kapsayabilir. Kamu kurum ve kuruluşları ile özel kanunla kurulmuş veya özel statüye sahip STK'lar bu sigorta türünü zorunlu olarak kullanabilir ve oluşan mali yükü karşılayabilir. Bu sigorta hizmeti sivil kuruluşlara ücretsiz ya da düşük ücretli bir biçimde kullandırılabilir. Sivil kuruluşlardan herhangi bir ücret talep edilmesi durumunda, sigorta tehlikeli ve çok tehlikeli işler dışında zorunlu tutulmayabilir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinden de yararlanılarak, çok tehlikeli ve tehlikeli olarak tanımlanan işlerde ferdi kaza sigortası zorunlu tutulabilir. Afet ve kriz dönemlerinde gerek kamu gerekse özel sektör çalışanlarının gönüllü faaliyetlerindeki sigortalarının yapılması ve sosyal güvenlik harcamalarının tamamının kamu tarafından karşılanması sağlanabilir. Afet ve kriz dönemlerinde gönüllülerle faaliyet gösterecek tüm kuruluşların, Ek 10 ya da özel sigorta kullanım hakkına sahip olması önerilmektedir. Afet ve kriz dönemlerinde gönüllülük yapan kişilerin sigorta, seyahat, konaklama, iaşe vb. giderleri ev sahibi kuruluş tarafından karşılanabilir. Ev sahibi kuruluş, söz konusu giderleri kanıtlamak şartıyla ilgili kamu kurumundan (AFAD) bu masrafları karşılayacak bütçeyi temin edebilir.
Düzenleyici: STİGM, VGM, SGK, AFAD
Paydaşlar: SBB, ÇSGB, AB Başkanlığı.
Yasal Düzenleme Önerisi 2: Gönüllük için özel bir sigorta (sağlık ve güvenlik bağlamında) geliştirilebilir. Böylelikle sivil kuruluşlar, gönüllüler bağlamında İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Kanunu’ndan muaf tutulabilir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereği özel bir sigorta modeli geliştirilebilir (gönüllüler, yararlanıcılar, STK çalışanı için) ve söz konusu üç kanunla çelişmemesi (İş Kanunu, Sosyal Güvenlik Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu) için bu kanunlarda ek maddelerle uyum düzenlemeleri yapılabilir. Söz konusu sigortanın hiçbir şekilde çalışma ilişkisi (ücret ilişkisi) içermediği hususu belirtilebilir. Sadece gönüllü faaliyetten kaynaklanan bir kaza, hastalık ve/veya vefat durumunda hakların (ferdi kaza sigortası) tazmin edilmesi kapsama alınabilir. Geliştirilen özel ferdi kaza sigortasının maliyetinin tamamı ya da bir kısmı kamu kaynaklarıyla (ilgili kuruluş hangi kamu kurumuyla ilişkiliyse, örneğin dernekler için STİGM, vakıflar için VGM) karşılanarak sivil kuruluşlar üzerinde mali yük oluşmasının önüne geçilebilir. Sigorta giderleri oluşturulacak Gönüllülük Fonu’ndan karşılanabilir. Sivil kuruluşlardan herhangi bir ücret talep edilmesi durumunda sigorta tehlikeli ve çok tehlikeli işler dışında zorunlu tutulmayabilir. Ulusal proje desteklerinde gönüllülerin sigortalanmasına yönelik bütçe kalemleri oluşturulması ve gönüllüler için sigorta yapılması teşvik edilebilir. Ev sahibi kuruluşlar sponsor ve/veya bağışçı olarak sigorta şirketleriyle iş birlikleri geliştirebilir ve sigorta masraflarını karşılayabilir.
Düzenleyici: STİGM, VGM, Türkiye Sigorta Birliği, AFAD
Paydaşlar: SBB, ÇSGB, SGK.